27 Şubat 2012 Pazartesi

GÖRÜŞMEYELİ ÇOK OLMUŞ:)

Görüşmeyeli uzun zaman olmuş yine :) 







Bu zaman zarfında Antalya'dan Tüyap Kitap Fuarı geldi geçti.Fuarla ilgili ayrıntılı yazan arkadaşlar olduğu için ben kısa geçeceğim.Açılış günü sevgili Leylak Dalı ve Hayat İzlerim bloglarının sahibi arkadaşlarla buluşup tanıştık, biraz oturup çay kahve içtik ve elbet muhabbet ettik.Hatta sevgili Lale Hanımın kulaklarını bolca çınlattık hep beraber :) 
Bu arada ben de boş durmadım ve kendime de okumak üzere dört kitap aldım.Umarım vakit bulup okuyabilirim...
Şimdilik bu kadar, yarına yeni bir paylaşımda bulunmak istiyorum ve hazırlık yapmam gerekiyor.Görüşürüz blogcanlar, ben gelene kadar kendinize iyi bakın :)

9 Şubat 2012 Perşembe

HAŞHAŞLI VE KİVİLİ KREMALI PASTA

Çay, Kahve Bahane Etkinliği için blogcu.com günlerimde paylaştığım (dile kolay tam beş yıl olmuş) Haşhaşlı ve Kivili Kremalı Pasta  tarifini tekrar paylaşmak istiyorum.
Etkinliğe katılmak isteyenler için adres Tombul Tarifler bloguna uğrasın lütfen...
-------------------------------------------------------------------

::HAŞHAŞLI VE KİVİLİ KREMALI PASTA::

Kek İçin Gerekli Malzemeler :
5 adet yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
2 su bardağı un (kabartma tozu ve unu birlikte eleyin)
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 yemek kaşığı mor haşhaş

Keki Islatmak İçin :
1 yemek kaşığı toz şeker
1 adet kivi (robotta çekilmiş)
1 su bardağı su

Süslemek İçin :
4 -5 adet kivi (soyulmuş ve dilimlenmiş)
2 paket krem şanti
2 su bardağı süt

YAPILIŞI:
Yumurtaları ve vanilyayı karıştırma kabının içinde köpürene kadar (2 – 3 dakika) çırpıyoruz.Sonra şekeri ilave edip 6 – 8 dakika kadar karıştırıyoruz.
Ayrı bir kaba unu ve kabartma tozunu koyup beraber eliyoruz ve kek karışımının içine ilave ediyoruz.
En son haşhaşı da kek karışımına ilave ettikten sonra kekimizi  dibini sıvı yağla hafif yağladığımız yuvarlak büyük borcama döküyoruz.
Soğuk fırına koyduğumuz keki 160 – 170 derecede 35 – 40 dakika kadar pişiriyoruz.
Not:: Sıcaklık derecesi ve pişirme süresi sizin kendi fırın ayarlarınıza göre değişiklik gösterebilir.
Size naçizane tavsiyem ; daha önce fırınınızda kek yapıp da memnun kaldıysanız bu keki de yine aynı sıcaklık ve sürede pişiriniz.

Kekimiz piştikten sonra bir süre soğumaya bırakıyoruz.Krem şantiyi sütle birlikte çırpıp koyulaştıktan sonra buzdolabında 5 dakika kadar bekletiyoruz.Bu arada kivilerimizi yıkadıktan sonra soyup bir tabağa dilimliyoruz.
Bu işlemleri bitirdikten sonra (tülbent oyası yaparken kullandığımız) naylon iple veya uzunca bir bıçakla kekimizi ortadan ikiye bölüyoruz.Böldüğümüz kekin yarısını servis tabağına alıyoruz ve keki ıslatmak için şeker, kivi ve suyu rondo da iyice çırpıyoruz.Ve bu sosla keki ıslatıyoruz.üzerine önceden hazırladığımız krem şantinin bir kısmını yayıyoruz ve dilimlediğimiz kivileri koyup kekin öteki yarısını üstüne kapatıyoruz.Aynı şekilde üste koyduğumuz kekin diğer yarısını da ıslatıp krem şanti ve kivi dilimleri ile süslüyoruz.
Pastamızı bir gece buzdolabında bekletip öyle ikram ediyoruz.
Afiyet Olsun 

7 Şubat 2012 Salı

FIRTINANIN ARDI GÜLLÜK GÜLİSTANLIK :)

Ayrıntılar birazdan, beni izlemeye devam edin canlar...
Bu gece ve sabah saatlerinde Antalya'da okulları bile tatil ettiren fırtınanın ardından Konyaaltı Sahil yolunda yapım çalışmaları vardı.Çift yön olan yolun sahil kısmı olduğu gibi dalgalara yenik düştü her zamanki gibi.
Ben de yine her zamanki gibi Akdeniz'in çılgın ve hırçın dalgalarına dayanamayıp sahilden fotoğraf çektim.Dalga boyu ara ara yola kadar çıksa da yoldan kumsala inen merdivenlerin başındaki dalgakıranın ardına saklanıp kendimi ve makinemi koruyabildim.
Fotoğrafların bazıları çok iyi değil ama kusura bakmayın artık :)



Bol fotoğraflı bir yazı olacak, uyarması benden...:)


Yanda gördüğünüz üzere dalgalar yola kadar geldi ara ara.


Kamyonlar, iş makineleri harıl harıl yol yapımını tamamlamaya çalışıyorlardı.


Fotoğraf makinemi sizler bu fotoğrafları izleyin diye feda ettim sevgili blogcanlar :)
Yanda ve altta göreceğiniz üzere yolun henüz yapılmayan kısımları.




Teyzem oturmuş dalgaları seyredip stres atıyor.
Fırtınanın ardından Antalya gerçekten güzel görünüyor, hani memleketim diye demiyorum yani :)




Bunlar da hem yürüyüş yapıp hem de dalgaları seyredenler tayfası.


Burada da yolun stabilize olarak dolgusu yapılmış kısmının fotoğrafı var.
Eh, bu kadar yorgunluğun üstüne Evren Büfe'de bu manzaraya karşı bir demli çay içilmez de ne yapılır :)


Manzara fotoğrafı çeken bir ben değilim yani, bakın bu kadar insan da ellerinde makineleri fotoğraf çekmekle meşguller.


Sevgili blogcanlar, bu yazı burada nihayet bulur.
Kendinize iyi bakın, arada da fotoğraflara bakın emi :)
Umarım bir sonraki bol fotoğraflı yazıyla aramızda uzun uzun mesafeler olmaz :))

ANTALYA UÇACAK FIRTINADAN

Sabah sabah penceremden yağmur-fırtına manzarası...


19 Ocak 2012 Perşembe

BARDAKLAŞMA ETKİNLİĞİ :)


Etkinliğin sahibinin de yazdığı gibi başlık biraz komik ama etkinliğin kendisi çok zevkli geldi bana ve katılmak istedim.Eğer siz de katılmak isterseniz lütfen alttaki linke tıklayınız :)
http://madamdogonc.blogspot.com/2012/01/bardaklasma-etkinligi.html


DİP NOT:: Düzenlemiş olduğum bardak fotoğrafları google amcanın görsel deposundan alınmıştır.

5 Ocak 2012 Perşembe

1 Ocak 2012 Pazar

2012 'NİN İLK FOTOĞRAFI :)

Fotoğraftan önce geçen yılda kalan dünü anlatayım biraz.Sabah, bu yılbaşı çocuklar olmayacağı için (Büyük oğlum sınavları olduğu için ders çalışmak üzere yılbaşını Isparta'da karşıladığından gelemedi.Küçük oğlum da arkadaşının ailesi ile Manavgat-Çolaklı'da bir otelde geçirdi yılbaşını.) eşime  "Edi ile Büdü", "Şakir ile Dudu" gibi kaldık bir başımıza, annemle yardımcısı da yalnız sayılır.Akşam yemeğini annemde yiyelim onlara da heyecan olsun dedim.Sağ olsun beni kırmadı.Anneme telefon edip akşam yemeğine geleceğiz ama fazla bir şey hazırlamayın diye haber verdim.
Sonra da oğlumla, annesiyle babası akşama kadar çalışacakları için arkadaşını dersaneden alıp otele erkenden götürüp bıraktım.Çolaklı'ya yaklaşırken yağmur şiddetini arttırdı bir ara.Silecekler bile zor yetişti yolu görmem için, neyse sağ salim bırakıp döndüm.
Biraz Cumartesi pazarına uğrayıp meyve, kestane, sebze falan alıp arkadaşımın çalıştığı şekerci'ye uğradım.Biraz sohbet ettim, yeni yıllarını kutlayıp çikolatamı da aldıktan sonra annemin evine geçtim.Birlikte yemek vaktine kadar pencereden yoldan akıp giden trafiği, yağmurda şemsiye ile yürüyenleri seyrettik.Bir gözümüzde TRT 1'deki eski yılbaşı kutlamalarını anlatan programdaydı.Biz de o programla eskilere gittik geldik annemle.Akşam yemekten sonra ablamın kızı eşi ve Temmuz sonu doğan minik kızıyla birlikte uğradılar yeni yıl kutlamaya.Biraz da onlarla vakit geçirdik, taze bebek kokusunu içimize çekip sağlık ve mutluluk diledik herkes için.Çayımızı içip meyvemizi de yedikten sonra annem ve yardımcısıyla vedalaşıp eve gidiyorduk ama aklımıza esti geceleyin şehir turu yapalım biraz dedik.
Konyaaltı'na gittik, yolda bize NTV radyoda Oğuz Haksever ve Mehmet Barlas'ın birlikte sunduğu Makam Farkı adlı müzik programı eşlik etti.Her türden müzik vardı.Dönüşümüzü de Konyaaltı Caddesi'nden yaptık ve yeni yıla arabadan Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan muhteşem havai fişek gösterisini izleyerek girdik.Yağmur güzel yağıyordu ama Antalya'lıları pek etkilemişe benzemiyordu.Herkes yağmura rağmen sokaklardaydı ve hallerinden pek de şikayetçi değillerdi.Kalabalıktan Cumhuriyet Meydanı'na doğru ilerleyemediğimiz için bir aralık bulup Konyaaltı Caddesi'nden Güllük Caddesine döndük ve Yüzüncü Yıl alt geçitlerine bir şekilde ulaşıp eve geldik.
Yine kafanızı ütüledim ama izleyeceğiniz fotoğrafla beni hoş görürsünüz artık :))