16 Ekim 2011 Pazar

TUĞBA KİPER

Aradan çok uzun zaman geçti sizinle fotoğraflarını beğendiğim arkadaşları tanıştırmayalı.Bu haftaki misafirim doğa tutkunu sevgili Tuğba Kiper.Henüz kendisiyle yüz yüze gelip tanışma fırsatım olmadı ama fotoğraflarını ilgiyle takip ediyorum.
Fotoğraflarının çoğunluğunu damlaların içine aldığı doğa oluşturuyor.Manzara fotoğrafları da çekiyor ama ben en çok damlaların içine sığdırdığı renkli dünyayı seviyorum.Umarım damla fotoğrafları çekmekten vazgeçmez.
Diğer fotoğraflarını da görmek isterseniz alttaki linkleri ziyaret etmenizi isteyeceğim.
http://www.anafot.net/FOTOMAKALE-48-dogaya-yakindan-bakmak
http://www.fotokritik.com/kullanici/tkiper/portfolyo/
http://www.fotoiz.com/index.php?name=uyeler/profil&file=index&profilID=9761
http://www.fotono1.com/profili.php?p=ufoto&user=11368


Ben sözü kısa kesip sizi Tuğba Hanımın fotoğraflarıyla başbaşa bırakayım en iyisi.İyi seyirler ve güzel bir Pazar günü diliyorum hepinize...



Bol fotoğraflı bir hafta sonu olsun :))

10 Ekim 2011 Pazartesi

ÜŞÜMEK GÜZELDİR

Antalya'nın cehennem sıcaklarıyla geçen yaz günlerinden sonra nihayet üşümek gerçekten çok güzel.Böyle söylüyorum ama Allah dondurucu soğuklardan da bizi korusun.
Alttaki fotoğraf Antalya-Isparta yolu üzerindeki Karacaören Barajından.Bir tarafta balık çiftliği, diğer yanda turistlere rafting olayı :)

4 Ekim 2011 Salı

TIK TIK - ORADA MISINIZ :))

Yine uzun zaman olmuş görüşmeyeli.En son bayram tebriği paylaşmışım.Bu arada bayramda plansız programsız ve jet hızıyla Bursa-İznik Gölü yaptık eşimle.Bayramın birinci günü akrabalarla bayramlaşmamızı yaptık.İkinci günü sabah erkenden düştük yollara.Ben yine yollarda ara ara arabayı durdurup fotoğraf çektim.Belli bir programımız olmayınca yolumuz Sapanca'ya kadar uzadı ama orada kalacak yer olmadığı için istikâmeti İznik Gölü'ne çevirdik.Akşamın geç vaktinde zar zor bir otel (İstanbul Otel) bulduk ve geceyi orada geçirdik.Göl kenarı değildi ama temiz, bakımlı, küçük bir oteldi.Ailecek işletiyorlardı.Herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir otel.
Gün doğarken kendimizi gölün kenarına attık hemen, oksijen depolamaya ve fotoğraf çekmeye.Sonra da otelde kahvaltı yapmak yerine kaldığımız otelin arkasında bulunan çorbacıya girdik.Harbiden çok güzeldi çorbaları.Çorbamızı içtikten sonra otele dönüp valizimizi topladıktan sonra tekrar Antalya'ya dönmek için yola çıktık.Dönüşte İnegöl-Domaniç-Tavşanlı-Çavdarhisar-Gediz-Uşak-Çivril-Işıklı Gölü-Gökgöl-Dinar-Burdur üzerinden geze geze Antalya'ya ulaştık.Çavdarhisar'dan geçerken Aizonai antik kentini de ziyaret ettik.Işığın en dik olduğu saatte çekim yapmak zorunda kaldım ama başka şansım yoktu.Koruma altındaki Işıklı Gölünü ve Gökgölü fotoğraflamak içinse çok ters bir zamandı ve fotoğraf çekemeden sadece izlemekle yetinerek gelip geçtim oradan.
Bayram hikayesi bu kadar.Yeni bitirdiğimiz yeğenimin kına ve düğün hikayesi bir sonraki yazıya kısmetse.Görüşürüz yine, kendinize iyi bakın :))


Bu arada siz bu fotoğrafları izleye durun, ben de diğerlerini hazırlayayım...