Arkadaşların Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arkadaşların Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2010 Salı

ÇOCUK OL(ama)MAK...

Bu aralar bir faaliyette bulunmuyorum, fotoğraf çekmeye bile biraz mola vermiş durumdayım.Dolayısıyla buraya iki satır karalayacak herhangi bir konu da yok.Hal böyle olunca imdadıma yine fotoğrafsever arkadaşım Ergün Karadağ yetişti.Sabah facebook.com da paylaştığı bir fotoğrafı ve altına yazdığı yazıyı okuyunca çok beğendim.Kendisinden izin istedim fotoğrafı ve yazıyı paylaşmak için, sağolsun beni yine kırmadı.Ben de sizin için o fotoğrafı ve yazıyı noktasına virgülüne dokunmadan burada paylaşıyorum.
Sevgili Ergün Karadağ'a teşekkürlerimle...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÇOCUK OL(ama)MAK...
Hangi kaderle, hangi umuda yol alacaksın.
Sen mi çizdin yaşayacağını, şehrin çok ötesinde,tüm çocukluğunla sen mi umutların peşine düşeceksin.
Elli metre ilerinde boy boy binaların arasında ,yarın gönderecekleri yaşam alanında , çadırında sen mi çocukluğunu yaşayacaksın...
Hangi parka kaç adım ötedesin. Hangi mutluluğun geleceğindesin.
Sen mi aldın o oyuncağı, sen mi beğendin bir çocuğun rüya düşlerini süsleyen bir oyuncakçı raflarından.
Kaç defa yeni elbise alındı, kaçını sen beğendin.Hep toplanan sunuldu sana bu kaderinde.Aynı analık ,aynı kaderin geçmişi hep yaşayamadıklarıyla kucakladı seni.Hep yaşayamadıklarını sunmak istedi sana ,kıramadı çemberini.

Kaç defa gittin lunaparka, kaç defa bindin atlı karıncaya…

Kaç defa mutlu oldun.

Ötede geçen arabalara baktın, gelecek olanları aradın hep gözlerin.
Bir gün yine birileri geldi,yine konuştular yine yağmurlu bir havada toplandı çadırınız…
Uzağa kaderine tekrar gittin.

Kaç defa kışın ortasında sıcacık bir odada yıkandın, kaç defa ısındın,kaç defa doydun.

Bulabildin mi hikayelerdeki çocukluğunu.
Yokluğun yoksulluğun ortasında, kimler düşündü senin sonranı..
Aynı kaderi yaşayanlar ne yaptı senin geleceğine.
Çocuk kalbin,sunulanı yoklukta dahi sevmen, kaderine isyan edemeyecek olman çocukluğundan.

Ne farkın var öteden.
Elin de bir bebeğin ,sıcacık kalbinin saflığı.

Yaşamın saflığında..

ya sonrası…
ERGÜN KARADAĞ

29 Nisan 2010 Perşembe

İSYANIIMMM VAAAAARRRRRRRR

Bu aralar pek çok şeye isyan edesim var.İsyan ettiğim şeyleri tek tek yazmaya da isyanım var.Ama sevgili fotoğraf sever dostumuz Ergün Karadağ'ın kendi isyanı ile ilgili paylaştığı yanda görmüş olduğunuz fotoğraf ve yazısı imdadıma yetişti.Kendisinden fotoğrafını ve yazısını burada paylaşmak için izin istedim.Sağolsun o da beni kırmayıp izin verdi.Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum ve yazıyı noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum.
===============================================
İSYANIIMMM VAAAAARRRRRRRR

haklı.
Hem de bu yaşına rağmen.
oyuna almadıklarından herhalde isyanı var..

benimde isyanım var bugünlerde.
Hem de herşeyeee...

yağmura ,çamura,kredi kartına,arabanın biten benzinine,,seçime,düzlüğe çıkamamanın gerginliğe,oyunlara ,bizansçılara,yalan tebessümlere,sahte öpücüklere,küçük gelen örtülere,çeken kazaklara,nezaketsiz diyaloglara,umut koyup alamadıklarına,geç gelen belediye otobüsüne,komşunun tavuğuna,pişirilmeden gelen yemeğe,ayağımda oluşan nasıra,asfalt yoldaki su dolu çukura,çıkmayan lale soğanına,diyaframını ayarlayamadığım fotoğrafa,ite,kurda kuşa,rüzgara ayaza,biten tüpe,gelen elektrik faturasına,soğuyan çayaaaaa...
her gün yetiştirmeye çalışıp yığılan işlere,beklenen telefonların gelmemesine,enseme atılan buzun sırtımdan aşağıya gitmesine,benden hızlı giden zamana,çekeceğim an yerinden giden görüntüye,ilacını almayıp içmediği halde kontrole gelen hastaya,akan çatıya,biten rakıya,umut koyup alamadığım hayallerime,dar gelip çıkarmak zorunda kaldığım rugan ayakkabının unutamadığım güzelliğine,ortaya çıkmamış sevdalara,var olan sevdalardaki sorunlara, biten pipo tütününe,patlayan araba lastiğine,anlamsızca ölenlere,barıştan uzak kalanlara,yazın güneşin altında gölgelik bulamamaya,sahilde yanıp su toplayan derime,dağda yürüyüşte ayakkabımın içene kaçan taşa,ayazda üşüyen parmağıma,yaptığım tatlıyı sevmeyenlere,yağmurlu havada su birikintisinden hızlı geçen arabaya,anlamsız zamanda biten telefonun şarjzına,evde unuttuğum cüzdana,sıkıştığımda bulamadığım tuvalete,faytonların altında biriken at pisliğine,parkta bahçede köpeğini işetene,tuvaletini yaptırana,vergilerin çokluğuna,yapılan her sınava,yemekten çıkan çoraba,patlamayan el bombasına,kask takmayan motorsikletlilere,kesilip giden internete,yavaş açılan sitelere,acıkmışken servisi geç getiren garsona,ayakkabıyı boyarken ,boyayı çoraba kaçıran ayakkabı boyacısına,mola yerinde otobüsüne geç gelen yolcuya,tüm sınav öncesi günlere,kırmızıda geçen yayaya,üst geçidi kullanmayana,mağazadan malı altıktan sonraki gün gelen indirime,yokuşu tırmanırken artık yorulmama,açık unuttuğum fermuarıma,dişimin arasında kalan yeşil maydanoza,banyonun yarısında suyun kesilmesine,güzelim fotoğraf dergilerimin sayfalarını buruşturarak açanlara,daha önce onlarca kişinin karıştırdığı dergiyi satmaya çalışana,üzerine oturmayan pantolona çok yakıştı efendim diyen mağazacıya,ikramiye çıkmayan bilete,çenemin altınında traş sonrası kalan sakala,yolu bilmeyip ters şeride girmeye,fotoğraflarımda meydana gelen ışık patlamalarına,………
………
……….
……….
……......................................

............................................. ……… ………. … ..
İSYANIMMMM VAAARRRR...
 
Bir isyanımda bu çocuk kalbinden uzaklaşmama..yaşamasını istediğim güzelliklerin kıskançlığına…

ERGÜN KARADAĞ
===================================================
Bakalım bizden başka kimlerin nelere isyanı varmış bir görelim :)
DİP NOT :: Bu yazının ve fotoğrafın aslına ulaşmak isteyen buraya tıklasın lütfen.