30 Eylül 2010 Perşembe

BİR ARPA BOYU YOL ANCA ALABİLDİK

Bu yazımda oğlumun Isparta'daki evini yerleştirmeye gideceğimi yazmıştım ama ancak bu hafta gidebildim.Gitmeden netten araştırıp üç tane sıhhi tesisatçının ve digitürk bayiinin numarasını defterime kaydettim.Salı gün sabah ilk işim sucuların numaralarını bir bir aradım.İlki "biz doğalgaz bağladığımız için bu tür iş yapmıyoruz" diye cevap verdi.İkincisini aradım "yarım saate geliyoruz, şimdi geliyoruz" dediler ama saat öğleyi geçip gelmeyince üçüncüyü arayıp ancak akşam üstüne söz alabildim.Tekrar ikinciyi arayıp bir başkasını bulduğumu belirtip gelmelerine gerek kalmadığını söyledim.Çok şükür üçüncüsü akşamüstü geldi de bulaşık ve çamaşır makinasının musluklarını takıp bağlantısını yaptı.Ben de mutfak eşyalarını makinada bir bir yıkayıp daha önceden temizlediğimiz dolaplara yerleştirebildim.Çarşamba gün ise digitürk servisi geldi anteni kurup çalıştırdı.Doğalgaz servisi gazı açmak için teşrif ettiler en son ama elbise dolaplarını kuracak vatandaştan ne yazık ki tek bir ses bile çıkmadı.Vaziyet o ki ben yine önümüzdeki hafta başı Isparta'ya gitmek zorundayım.
Benden haberler şimdilik bu kadar, kendinize iyi bakın.

19 Eylül 2010 Pazar

EV TAŞIMA

Ev taşıma diye başlık attığıma bakıp ben taşınıyorum zannetmeyin :) 
4-Eylül 'deki yazımda oğlumun evini Niğde 'den Isparta 'ya taşıyacağımızı belirtmiştim.Niğde 'ye giderken Isparta 'ya uğradık ve biraz kiralık ev baktık ama hemen istediğimiz gibi bir yer bulamadık ve eşyayı getirince bir tanıdığımızın deposuna indirmek üzere Niğde 'ye geçtik.Vardığımızda gecenin ikisiydi, eşim ve küçük oğlum hemen yattılar.Büyük oğlumla ben onun kitaplığını ve çalışma masasını boşaltıp koliledik ki sabahki koşuşturmacanın arasında bir şey unutmayalım diye.Sonra biz de bir kenara kıvrılıp yattık.Sabah kalkınca ettiğimiz kahvaltının ardından gelen nakliye kamyonuna büyük parça eşyalar yerleştirilirken küçük oğlumla ben mutfak eşyasını geçen seneden sakladığım kolilerin içine yerleştirdik.Büyük eşyalar kamyonda, küçük koliler bizim Fiat Doblonun arkasında Niğde 'yi geride bırakıp Isparta 'ya doğru düştük yola.
Eşyaları ve kolileri Isparta'da depoya indirdikten sonra Antalya 'ya geldik.Bu arada bayramın ilk günü yine akrabalarla bayramlaşmamız vardı.Bayramın ikinci günü yine kiralık ev aramak için Isparta 'ya gittik.Bir kısmının ev sahibine telefonla ulaştık, bir kısmının ev sahibinin telefonları kapalıydı, hiç ulaşamadık.Kös kös geri dönüp geldik.Bayram sonu tekrar oğlumla beraber ben gittim ev bakmaya. 
Bu yıl kazanıp Isparta 'ya giden öğrenciler çoktan apartlara-evlere yerleştikleri için yatay geçiş sonuçları geç açıklandığından dolayı bizim kiralık ev bulmamız zor oldu.Bulduklarımızın çoğu erkek öğrenciye ev vermek istemiyordu.Bir kısmı da ya çatı katı ya da az ışık gören bodrum katıydı.Çoğunun içi dökülüp gider vaziyetteydi.O haldeyken bile yakıt dahil dörtyüz lira istediler kutu gibi iki odalık yerlere.Araya araya nihayet istediğimiz gibi bir ev bulduk.İki oda bir salon, doğal gazı yeni bağlanmış, boyası badanası yapılmıştı.Yakıt hariç beşyüz liraya ev sahibiyle kontratı imzaladık.Binada sadece erkek öğrenciler olduğu için yanına bir arkadaş bulacak artık.Allah 'tan liseden tanıdığı arkadaşları var Isparta 'da.Herhalde onlardan biri çıkar ev arkadaşı olmak için.
Dün de eşyalarını depodan eve taşıyıp Antalya 'ya döndük.Buradaki işlerimi halledip Salı günü Isparta 'ya ev yerleştirmeye gideceğim, sanırım iki gün kalırım.
Yazının arasındaki fotoğrafı da Isparta 'ya Burdur tarafından giderken çekmiştim.
Şimdilik benden-bizden haberler bu kadar.Kendinize iyi bakın, görüşürüz yine :)

1 Eylül 2010 Çarşamba

EYLÜL'ÜN HÜZNÜ

Eylül ayını kimileri ömrün Sonbahar’ına benzetir ve hüzünlenirler.Oysaki Tabiat Ana Eylül ayında sahip olduğu bütün güzellikleri insanoğluna armağan olarak sunar.
Eylül ayı tek başına bir mevsim gibidir adeta.
Ağaçların yeşil yaprakları renk değiştirmeye başlar.
Kırmızı, turuncu, kahverengi, sarı renkli yapraklar mevsimin ilk yağmurlarına eşlik edip toprağın üstünü bir yorgan gibi örter.Toprak Ana da ağaçlar da kış uykusuna yatmaya hazırdırlar artık.İlkbahar gelince yeniden canlanıp yeşermek ve insanlara hayatın ne kadar da güzel olduğunu hatırlatmak için.Yaz aşkları biter, sevgililer ayrılığa, sahiller yalnızlığa alışmaya çalışır. 
Hava ne çok sıcak ne de çok soğuktur.Yazın ardına kadar açık olan kapı pencere kapanır birer birer.İnceden bir titreme sarar bedenimizi.
Yumuşacık el örgüsü hırkalar, şallar bizi ısıtmak için dolaptan çoktan çıkmıştır.Yaz gelince yaylalara ya da sayfiyelere gidenler evlerine geri dönerler.Canlanır şehir hayatı, okullar açılır, çalışanlar işbaşı yapar.Evler boyanır, temizlenir ve kışı çiçek gibi karşılamaya hazırlanır.Ben severim Eylül ayını, içimi heyecan kaplar.Yazın görüşemediğim dostlarımla yeniden bir araya gelmenin keyfine doyamam.Ben Eylül’ü severim, kim ne derse desin Eylül benim için yeni bir başlangıçtır. 
GÜLTER ÖZGÜR
--------------------------
DİP NOT:: Resimler netten alıntıdır.