5 Ocak 2011 Çarşamba

BİR DOĞUM HİKAYESİ

Yirmi yıl öncesiydi. Kışın en soğuk yüzünü gösterdiği günlerdi.Hava adeta buz kesiyordu.Annesinin karnında rahat rahat tembellenip dururken doğmak için ilk sinyali verdiğinde takvim 4 Ocak 1991'i saatte sabahın 07:30'unu gösteriyordu.Doğuma daha yirmi gün vardı doktorun hesabına göre.Öyleyse bu acele neydi? Genç çift gelen ilk sinyalle telaşlanıp doktoru aradılar ve öğleden sonra saat üçe kadar doğum sancısı kendiliğinden başlamazsa hastaneye gelmelerini önerdi doktor.Doktorun sözünü dinleyip öğleden sonraya kadar beklediler.Lâkin ne sancı ne de ağrı vardı.Sabahtan ikindiye kadar bebeğin içinde bulunduğu su kesesi neredeyse tamamen boşalmıştı.
Hastaneye gider gitmez önce muayene etti doktor ve sonra sûni sancı için iğne yaptı.Anne adayı biraz heyecan ama fazlaca korkuyla doğum odasında beklerken baba adayı ise çoktan hastanenin koridorlarını bir aşağı, bir yukarı arşınlamaya başlamıştı.Arada bir hastanenin bahçesine inip sigarasından iki nefes çekip tekrar yukarıya çıkıyordu.
Annenin sancıları artıp çığlık attıkça ablası ve annesi merakla kapıdan başlarını uzatıp vaziyeti kontrol ediyorlardı.Anne adayının çektiği sancıyı sanki onlarda dışarıda çekiyordu ama ellerinden sadece beklemek geliyordu.
Anne adayı saatlerce sancı çekmiş, bu süre zarfında yan odalarda bir avazda normal doğum yapanların bebeklerinin ağlama seslerini duyup endişelenmeye başlamıştı.Sabah sabah dünyaya gelmek için acele eden bebeği aynı aceleyi doğum kanalına girmekte göstermemişti.Doktor da bu endişeye katılıp saatler gece 24'ü gösterirken anneyi sezeryane alıp bebeği dünyaya getirmeye karar verdi.
Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan takvimin 5 Ocak 1991'i gösterdiği günün ilk saatinde doğmuş ve ciğerlerine o soğuk kışın oksijenini depo etmeye başlamıştı bebek.Bebeği yıkayıp, giydirdikten sonra babanın kucağına vermişlerdi ama annenin daha ayılmasına  zaman vardı. Çok şükür ki bebeğin de annenin de sağlığı iyiydi.
Anne kendine gelir gelmez bebeğini yanına getirdi hemşireler.Artık ana-oğul anne karnında başlayan yolculuklarını yan yana, akşamları da babanın katılımıyla birlikte sürdüreceklerdi.
-----------------------------
Yukarıda okuduğunuz hikaye oğlumla bizim hikayemiz.Bugün dolu dolu yirmi yaşında artık.Üniversiteye başladığından bu yana (iki yıldır) doğum gününde bir arada olamıyoruz ama gönlümüz bir çok şükür.Allah ona sağlıklı, mutlu ve uzun bir ömür versin inşaallah.Yandaki fotoğrafı liseyi bitirdiğinde mezuniyet balosuna giderken çekmiştim.

4 yorum:

  1. nice sağlıklı yaşlara yıllara...
    sevgimle

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Kahve Keyfi,sağlıklı, mutlu, şanslı bahtı açık arzu ettiği yere ulaşmasını diliyorum sevgili oğlunuzun. Doğum Günü Kutlu olsun nice senelere sevgiyle kalın....

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim Lale Hanım, Antalya'dan selamlar...
    ----------------
    Belgin Hanım, iyi dilekleriniz için teşekkürler.Yeni yılınız kutlu olsun, sağlık ve mutlulukla...

    YanıtlaSil
  4. Nice güzel yaşlar dilerim oğlunuza sizlerle sevdikleriyle çok güzel ve mutlu bir yaşamı olsun .

    YanıtlaSil

Siz mesajınızı bırakın, ben haber veririm :)
Gününüzün güzel geçmesi dileklerimle...
GÜLTER ÖZGÜR