20 Mart 2013 Çarşamba

BİZİ RAHAT BIRAKIN!

Başlık, Niko Guido'nun öncülüğünde (ben her ne kadar yeterli desteği veremesem de) pek çok gönüllü kişi ve kuruluşun desteği ile açılacak serginin adı.Bu sergi ile "SAVAŞA HAYIR!" demek istiyoruz. 

Sergi, dünyada ve Türkiye'nin pek çok kentinde 23-MART-2013 tarihinde açılacak.Sergideki her fotoğraf için tiyatro sanatçıları da seslendirme yaparak destek verdi.
Sergi ile ilgili ayrıntılı bilgilere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Facebook sayfası:

Sergiyi görmek isteyenler için adresler:

Niko Guido'nun Suru'ya yazdığı mektup:



DİP NOT :: SİZLERDEN RİCAM BU YAZIYI OLDUĞU GİBİ HERHANGİ BİR EKLEME VE ÇIKARMA YAPMADAN OLDUĞU GİBİ BLOGLARINIZDA PAYLAŞMANIZ.
NE KADAR ÇOK PAYLAŞIM YAPILIRSA O KADAR DA FAYDASI OLACAKTIR.
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR, BAŞARACAĞIMIZA EMİNİM.GÖREYİM SİZİ BLOGCANLAR...

14 Mart 2013 Perşembe

ABANT'IN KIRKI ÇIKTI :)

 Abant'tan dönüşüm kırk gün oldu ama benim ehli keyfim anca çattı.Önce fotoğrafları izleyin, yazı daha sonra :)






31 Ocak 2013 Perşembe

ABANT KAMPI BENİ BEKLER :)

Fotoiz.com'un düzenlediği fotoğraf kampı için bu akşam kısmetse yine yollara düşeceğim.Abant dönüşü görüşmek üzere...
Ben dönene kadar siz geçen seneki kampta neler olup bitmiş okuyup, fotoğrafları izleyin emi :)
http://kahve-keyfi.blogspot.com/2012/03/fotoiz-abant-kampindan-goruntuler.html

11 Aralık 2012 Salı

SUUÇTU FOTOĞRAF BULUŞMASI

Geçtiğimiz hafta sonu SUFODER (Suuçtu Fotoğraf Sanatı Derneği) ve Anadolu Fotoğraf Dergisi'nin birlikte gerçekleştirdikleri SUUÇTU FOTOĞRAF BULUŞMASI için Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine gittim.Bol fotoğraflı, bol sohbetli ve çok güzel bir hafta sonu idi.
Buradan, başta Sufoder'in başkanı Sayın Feridun Arslan, sevgili eşi Ülker Arslan, Seyit Ali Geçici, İbrahim Tül ve Aykut Papur olmak üzere adını hatırlayamadığım bir çok gönüllü arkadaşa gönülden teşekkürlerimi gönderiyorum.Bizleri ağırlamak için canla başla çalıştılar.Sizleri tanıdığıma çok memnun oldum.
Ben fotoğraf çekmeye yolda giderken başladım :)
Yanda görmüş olduğunuz fotoğrafı sabah gün ağarırken Eskişehir'den Bursa'ya doğru yol alırken otobüsün içinden çektim.
Birinci gün akşama Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen arkadaşlarla birlikte yediğimiz akşam yemeğinin ardından fotoğraf sunumlarını izledik.
İkinci gün sabah yeni katılan arkadaşlarla birlikte gün doğumu fotoğrafı çekmek için saat altı gibi Uluabat Köyü'ne doğru yola çıktık.
Sağdaki fotoğrafı da yine yolda giderken otobüsün ön camına yaklaşıp öyle çektim.



Köye vardığımızda ev sahibi arkadaşlarımız semaverlere çayları çoktan demlemişlerdi bile.Arabanın üzerinde ise koca bir kutuda sıcacık çıtır çıtır simitler ve üçgen peynirler bizi hazırda bekliyordu.


Bir yandan fotoğraf çektik, diğer yandan simit-peynir-çay keyfini sürdük.

Uluabat Köyü'nden sonra rotayı hesapta olmayan Gölyazı'ya çevirdik.Çok merak ettiğim bir yerdi.Benim için iyi oldu.

Gölyazı fotoğrafları biraz fazla olduğu için kolaj yapmak zorunda kaldım.
Gölyazı'da fotoğraf çektikten sonra çay-kahve molası verdik, bir şeyler atıştırıp manzaranın keyfini çıkardık.
Bolca sohbet ettik.Bu uzun moladan sonra tekrar yola düşüp Ömeraltı Köyü'ne doğru yola çıktık.
Aşağı yukarı 2 saate yakın süren yolculuğumuzun son kısmında dağın tepesine doğru otobüsle tırmandık.
Tepeye vardığımızda ise büyük ve yeşil bir düzlük bizi bekliyordu.
Göz alıcı bir güzellik, bol oksijen, doğal ortam daha ne olsun.Bizleri yine taze demlenmiş çay ve sıcacık gözlemeler bekliyordu.
Açlığımızdan olsa gerek önce çaya ve gözlemeye hücum ettik.

Karnımız doyunca gözümüz de açıldı ve başladık fotoğraf çekmeye.Yanda görmüş olduğunuz gibi inekler köyde özgürce yayılıyorlardı.



Hatta poz bile verdiler :))
Sağdaki ninem de sağ olsun herkese poz verdi.Eh bende bir kaç kare fotoğrafını çektim.Sohbeti de güzeldi.

Ömeraltı Köyü'nden dönüşte tam akşam yemeği yerken yağmurun ve fırtınanın azizliği ile bütün ilçede elektrik gitti.Mecburen telefonların ve mumların ışığı altında yemek yedik.Yemekten sonra bir süre elektriğin gelmesini bekledik.Bu arada sohbette koyuldu elbetteki.
Elektrik gelince bir fasıl daha fotoğraf sunumlarını izledik ve anı fotoğrafı çektirdik.

Geceyi tamamladıktan sonra uykulu gözlerle ertesi gün için güç toplamaya yataklarımıza yollandık.


Son gün sabah saat yedide yine araçlara binip düştük yola, Lütfiye Köyü'ne doğru.
Köyde bizi yanda görmüş olduğunuz sevimli köpek karşıladı.
Kahvaltımızın ardından köyün yakınındaki Lütfiye Göletine gidip yansıma fotoğrafları çektik.Ardından Suuçtu Şelalesi'ne geçtik.Her insanın ömründe bir defa gidip görmesi fikrindeyim.
Özellikle de Kasım ayının ortası gibi.
ND filtre ile uzun pozlama fotoğraf çekmeye çalıştım ama elimdeki filtrenin koyuluk derecesi az geldi.Bir arkadaşın elindeki filtre ile benim ekipmana destek vermesi sonucu bu güzel fotoğraf çıktı ortaya.
Suuçtu'da fotoğraf çekerek geçirdiğimiz  saatlerin ardından bizi nefis bir mangal sefası bekliyordu şelalenin alt kısmındaki piknik alanında.Mangal faslının ardından artık veda vakti gelmişti.
Son bir veda fotoğrafı çektirip düştük yollara.Bir başka sefere kısmet bakalım.



Gezi sonrası her zamanki gibi tatlı bir yorgunluğum vardı ama Salı gününden beri nezle grip evdeyim.Bol C vitamini almaya ve dinlenmeye çalışıyorum.
Ayvalı ıhlamur, tarçınlı portakal çayı içiyorum.
Tavşan kanı çayı da ihmal etmiyorum.Ben iyileşene kadar kendinize iyi bakın ve bu fotoğraflarla idare edin canlar :))
-------------------------
DİP NOT: Bu güzel geçen üç günün kısa bir özetini video olarak da izleyebilirsiniz.Videoyu çeken ve hazırlayan ustamız, hocamız sevgili Memduh Ekici'ye çok teşekkür ediyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=-BVIMbNlAd8&feature=plcp