18 Nisan 2012 Çarşamba

16 Nisan 2012 Pazartesi

SELAMMM, BEN GELDİMMM...

Yine çok ara verdim ama mazeretim vardı.En son Fotoiz'in Abant Kampından döndükten sonra görüştük sizinle.Kamptan döndükten bir hafta sonra eşim bir iş kazası geçirdi.Şantiyede 
elektrik panosunun içindeki şalter bir anda alev almış.Kendini hemen yere atmış ama yine de yüzü ve eli yanmaktan kurtulamamış.Yüzü birinci derece (en hafif), eli ikinci derecede yanmış.Gözlerini ise Allah korumuş.Bir hafta Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Ünitesinde yattı.Yüzü hastaneden çıkmadan önce iyileşmeye başlamıştı zaten, eli de artık iyileşti.Şimdi eline ve yüzüne 50 faktör ve üzeri olan güneş kremlerini sürüp başına da geniş kenarlı bir şapka takıp Turist Ömer gibi işe gidiyor.Sakal traşı da henüz olamadığı için ilk defa onu sakallı görüyoruz :) Allah'a şükürler olsun...
Eşim hastanede yatarken vakit geçirmek için bir türlü okuyup bitiremediğim Ayşe Kulin'in Gizli Anların Yolcusu adlı kitabını bitirdim.Bitirdim ama nasıl bitirdim siz onu bana sorun :) Sabah tam kendimi kaptırıyorum odanın kapısı açılıyor ve gece nöbetçi olan hemşire gündüz görev yapacak hemşirelere hastayla ilgili bilgi vermek için içeri dalıyor.Onlar gidiyor, kuşluk vakti hastanın beslenme saati deyip ara öğününü getiriyorlar.Ardından eşimin hastanedeki minik hayranı geliyor ziyarete :)) Kendisi de yanmış ama ayakta gezebildiği için sıkıldıkça bizim yanımıza geliyor.O gidiyor bu defa da öğle yemek saati geliyor.Yemek saatinden sonra ikindi vakti beslenme saatine kadar ortalık sakin oluyor.Tabii eşimin cep telefonları iş için ve geçmiş olsun demek için arayanlar yüzünden neredeyse hiç susmadı hastanede.Bütün bunlardan sıra kalırsa o uyuyor ben de biraz olsun kitap okuyabiliyordum.
Ayşe Kulin'in kitabını bitirdim, ardından Sinan Akyüz'ün İncir Kuşları'nı okumaya başladım.Lâkin hastaneden çıkınca ziyarete gelen giden oldu.Gündelik yaşamın koşuşturması yine başladı.Benim kitap yine yarım kaldı.Bu arada ben üst üste misafir ağırladım.Bütün kış akraba toplantılarında gezen bendeniz bir gün baba tarafından akrabalarımı, bir günde anne tarafından akrabalarımı buyur ettim.
Temizlikti, pastaydı, börekti derken geçen haftayı da böyle geçirdim.Bugün annemin yardımcısı yine Isparta'ya ailesinin yanına gitti.Bu gece ablamın biri kalır, yarın gece de ben kalırım yanında.Sinan Akyüz'ün kitabını da okuyup bitirmiş olurum kısmetse yarın gece.
Sizin için aralara yine kendi çekmiş olduğum bahar fotoğraflarından serpiştireyim de bu yazı da böylelikle son bulsun.Bir daha ki gelişime kadar kendinize iyi bakın emi :))

15 Mart 2012 Perşembe

FOTOİZ ABANT KAMPINDAN GÖRÜNTÜLER

Geçen Perşembe akşamı kampa gitmek için son hazırlıklarımı yapıyordum bu saatlerde.Ne çabuk da geçmiş zaman :) En iyisi kampı özet geçeyim ve sizi fotoğraflarla baş başa bırakayım.Gece yolculuğu yaparak sabaha Ankara'ya vardım, oradan yarım saat sonra Bolu otobüsüne bindim.Sabah dokuz gibi Bolu otogarda idim.Yakında gitmeyenler için otogar yeni yapılmış haberiniz olsun.
Bir saatte Fotoiz.Com'un sahibi Serbülent Bey ve eşinin gelmesini bekledim ve birlikte otele geçtik.Kahvaltı bile yapmadan direkt seminer salonuna geçtik.İlk günümüz seminerde geçti.Arada çay kahve molası verildi.İkram olarak lezzetli poğaçalar, kurabiyeler ve ayaküstü edilen muhabbetler seminerin en güzel tarafıydı diyebilirim.Akşam yemeğinden sonra site üyelerinin sunumlarını izledik.Kalan zamanda herkes seminere katılan hocaların ve fotoğraf sanatçılarının etrafını sarmıştı. 
Ertesi gün yine kahvaltının ardından seminer salonunda aldık soluğu.Öğle arasında Abant Gölü'ne gittik ve sucuk-ekmek yedik.Gölde fotoğraf çekelim istedik ama ne mümkün.Yer yer adam boyu kar vardı, gölü göremedik.Oradaki at arabacılarını, atlıları çektik.Hatta 2009 yılındaki kampta çektiğim kekikçi teyzeme rastladım :) Biraz muhabbet ettik, fotoğrafını çekmeme ne hikmetse bu defa izin vermedi.Göldeki zamanımız dolunca tekrar seminerin devamını izlemek için otele geri döndük.Bu arada Fotoiz En İyi Fotoğraflar 2011 albümünün satışı da yapıldı.Albümden alanlar içinde fotoğrafı olan arkadaşlardan imza istediler.Naçizane benim de bir fotoğrafım olduğu için isteyenlerin albümüne bende imzamı attım.Kendimi bir an fotoğraf sanatçısı gibi hissettim :)) İkinci günün akşamı yemekten sonra yine biraz sunum izledik ve ardından isteyen müzikli eğlenceye dahil oldu, isteyen yine muhabbete devam etti.
Pazar gün ise kahvaltının ardından otelden çıkış yapıp Gölcük Gölü'ne gittik.Hava gayet güzeldi.Gölü turladık, meşhur devlet konuk evinin ve gölün çevresinin fotoğraflarını çektik.Öğle yemeği için menümüzde kıymalı pide ve ayran vardı.Hakkını teslim etmem lazım, pide çok güzeldi.Tadı hala damağımda :) En son vedalaştık, hatıra fotoğrafları çektirdik ve dönüş yollarına düştük.Pazartesi sabahının ilk saatlerinde sağ salim evime ulaştım çok şükür...
Kampa katılan çok değerli hocalar ve fotoğraf sanatçılarının listesi altta:
Doç.Dr.Ata Yakup Kaptan
Fotoğraf Sanatçısı Dr.Erdal Kınacı
Fotoğraf Sanatçısı Esra Pozan
Fotoğraf Sanatçısı Gültekin Çizgen
Fotoğraf Sanatçısı Güngör Çınar
Fotoğraf Sanatçısı ve Gazeteci Hamit Yalçın
Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Hanay
Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Arslan Güven
Dr.Nezaket Tekin
Fotoğraf Sanatçısı Tekin Ertuğ
Prof.Dr.Simber Atay Eskier
Fotoğraf Sanatçısı Ufuk Kıray
Sözde kısa özet geçecektim, yine uzun bir yazı olmuş :))

12 Mart 2012 Pazartesi

SELAM :)

Abant'tan gece döndüm ama bu saat oldu, ben daha fotoğrafları ancak bilgisayara aktaracağım.
Kısmetse yarın detaylıca görüşürüz...

8 Mart 2012 Perşembe

HEDİYE

Biliyorsunuzdur belki, Ocak ayında Bardaklaşma Etkinliği adıyla bir paylaşımda bulunmuştum.
Yapılan çekilişte bana http://puantiyelikelebek.blogspot.com/ blogunun genç sahibesi çıktı.
Onun için hazırladığım hediyeleri bugün kargoya veriyorum.Bakalım beğenecek mi?
Sizin de fikirlerinizi alayım efendim :)